Museo Nacional de Antropología – Mexico City

Meksika Ulusak Antropoloji Müzesi

Nereden geldik nereye gidiyoruzun müzesi…

Ulusal Antropoloji Müzesi Meksika’nın başkenti Meksiko’daki Chapultepec’te yer almakta olup içerdiği Güneş Taşı (Aztek Takvimi olarak da bilinir) ve de 16. yüzyıl Aztek Xochipilli heykelciği gibi eserler itibari ile dünyaca ünlüdür.

Processed with MOLDIV
Müze girişinde yer alan ve Mezoamerika’daki birçok uygarlık tarafından saygı duyulan kartal ve jaguar kabartması

Sapiens kitabının var oluş fikirlerimi daha net hale getirdiği dönemde ardı sıra izlediğim Mankind (İnsanoğlu) belgeseli antropolojiye olan merakımı giderek arttırmıştı. Fas’ta bulunan en eski ve 300.000 yıllık Homo Sapiens türü Dünya’ya nasıl yayılmıştı? Yeni dünyanın keşfinde Amerika kıtası yerlileri aynı türden ama teknoloji ve bilimle donatılmış kendi türüne karşı nasıl yenik düşmüştü? Bunları yerinde rehberlerle konuşmak istiyordum.

Mankind Belgeseli Konusu: Hayatta kalmak için tehlikeli bir dünyada yaşıyoruz. Zorluklar karşısında güçleniyoruz. Biz dünyanın kaynaklarını ve yeni yerleri keşfederken diğer yandan yeni mücadeleler yeni insanlara güç veriyor. İnsanoğlunun ortaya çıkardığı yeni fikirler hala hayatlarımıza yön vermekte. Gezegenimizin affı yok ve birçok tür yok olmaya mahkum; ancak bütün parçalar bir araya geldiğinde sır açığa çıkacak ve insanoğlu zafere ulaşacak. İzleyeceğiniz belgesel hepimizin en başından beri dünya üzerinde var olmamızın hikayesidir.İlk insanın yeryüzünde görülmesinden başlayacak, önce avcılık ve toplayıcılıkla daha sonra hayatta kalmamız için büyük bir devrim olan tarımsal üretimi gerçekleştirerek hayatta kalacağız. Bunları yapabilmek için sadece türümüze özgü olan alet kullanmayı öğreneceğiz ve bu aletleri geliştireceğiz. Tarımsal üretime geçiş insanoğlu için büyük bir ilerleme olmasına karşın bu ilk sınır anlaşmazlıklarına ve dolayısıyla ilk savaşlara da sebep olacak.

Şu kısacık hikayemiz hem düzenin hem de düzensizliği bir arada bulunduruyor; ilk zamanlarda hayatta kalmak için büyük çaba harcayan insanoğlu şimdi ise birbirini öldürmek için büyük çaba harcamakta hatta kaynaklarının büyük bölümünü başka insanları yok etmek için harcamakta.

Uygarlığın epik destanını anlatan bu seride tehlike, aksiyon, mücadele, kahramanlık, adrenalin, kısaca uygarlık tarihimizde yaşanan her şey var. 12 bölümlük bu belgesel dizi, bizleri önce Mezopotamya’ya, yani uygarlığın ilk ortaya çıktığı yere götürüyor. Dünyanın en büyük uygarlıklarının yükseliş ve çöküşüne, mimarı alfabenin bulunuşu ve tarıma geçiş gibi bir çok dönüm noktasına şahit olacaksınız.

Bu nedenle Güney ve Orta Amerika’ya gitmemdeki en büyük amaç İnka, Aztek ve Maya kültürlerini yakından tanımak, yerli insanlarla sohbet etmek ve fotoğraflarını çekmekti. Peru’yu o kadar sevmiştim ki tatil planımda en fazla günü Peru için ayırmıştım. Zaten Türkiye’den Cusco’ya ulaşmak 2 günümü almıştı ve Küba’ya da uğrayacağım için geriye Meksika için 3 günüm kalmıştı.

İnkalar hakkında yeterince bilgi sahibi olduğumu düşünmüşken güzergahımı Meksika’nın başkentine çevirdim. Aslında Meksika’da gidilecek çok daha güzel yerler varken buraya gelmeme sebep olan şey tüm bu kültürlerin çok büyük bir müze içerisinde anlatılıyor ve bu kültürlere ait en bilindik tarihi eserlerin burada sergileniyor olmasıydı.

Müzeden 1 gün önce Teotihuacan piramitlerini gezmiştim ama hava muhalefeti nedeniyle rehberlerle yeterince konuşamamış, sadece fotoğraf çekip ayrılmıştım. Bu müzeye geldiğimde gerçekten de 3 günlük Meksika gezimde 1 tam günümü buraya ayırarak ne kadar doğru bir karar verdiğimi anlamanın mutluluğunu yaşadım.

Halen antropologların üzerinde çalıştığı Homo Sapiens türünün Amerika kıtasına ne zaman ve nasıl ulaştığı hakkındaki sorularımı farklı rehberlere sordum ve farklı cevaplar aldım. Döndükten sonra da eski fikirleri çürüten bazı keşifler yapıldığını okudum. Halen bu konuda yapılan araştırmaları merakla inceliyorum.

Processed with MOLDIV
Homo Sapiens’in Göç Yolu

Peru’da tanıştığım Guatemala’lı arkadaşım Antonio, Mayaları tanımak istiyorsan mutlaka Guatemala turu yapmalısın diye uzun uzun anlatmış ve bana güzel bir rota çizmişti. 2018 için planlarım hazır ama 2019’da mutlaka bu turu yapmak istiyorum.

Hayaller hayaller…

Birhan Uğuz

Museo Nacional de Antropología – Mexico City” üzerine bir yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s